Kale Kapısı
Türkiye Selçuklu Devleti Sultanı II. Mesud döneminde Beyşehir'e hakim durumdaki Eşrefoğlu Seyfeddin Süleyman Halil Bey tarafından yaptırılmış ve içinde kalan şehre "Süleymanşehir" adı verilmiştir. Bugün sadece kuzey kapısı ayakta kalan kalenin surları tamamen yıkılmış ve temelleri büyük ölçüde toprak altında kalmıştır. Memduh Yavuz surların geçtiği yerleri şöyle tanımlıyor: "Çemçem çeşmesinin karşısında kereste dairesi arkasında, gölün kıyısından, balıkhanenin 30 metre kadar şarkından geçerek şimale karşı kırılır ve şimal kapısında biter" Burada tarifi yapılan bölge günümüzde İçerişehir Mahallesi olarak bilinmektedir.
Kaleden bize kalan en belirgin bölüm olan kale kapısının eni 2.80 metredir. Kemeri beyaz ve kara 11 taştan yapılmıştır. Kapının iki tarafında dışarıya taşan ve kapıyı koruyan burçlara ait kalıntılar vardır. Kapının yerden yüksekliği 7 metredir 6 Selçuklu mimarisinin izlerini taşıyan yapıda vaktiyle su hendekleri ve koşma yollarının olması kuvvetle muhtemeldir. Kalenin ilk kitabesinde şu ifadeler yer alır: "Bu mübarek kalenin yapılmasını 689 yılı Cümadel yanında yüce sultan din ve dünyanın yardımcısı Keyhusrev oğlu Keykavus'un -Allah mülkünü ebedi kılsın sultanlık günlerinde büyük emir Eşrefoğlu Seyfeddin Süleyman -Allah yardımcılarım aziz eylesin emretti" Kalenin yapılış tarihiyle ilgili olarak Uzunçarşı H. 687/M. 1288 tarihini verirken, Yusuf Akyurt kalenin ilk kitabesine bakarak H. 689/M. 1290 tarihinde yapıldığını ileri sürmüştür. Bu ilk kitabe dışında kalenin geçirdiği onarımları gösteren 1545 ve 1605 tarihli iki ayrı kitabe de vardır. Günümüzde kaleden geriye kalan tek bölüm olan kapının korunmasıyla ilgili ciddi bir çalışma yapıldığını söylemek maalesef mümkün değildir.