Taş Köprü
Konya Ovasını sulamaya yönelik olarak yapılmıştır. Bu konuyla ilgili bilinen ilk proje Kanuni devrinde ortaya konmuştur. Dönemin vezirlerinden Koca Haydar Paşa tarafından hazırlanan sulama projeleri içinde: ''Beyşehir ve Suğla Göllerini bir kanala birleştirmek Suğla Gölü suyunu muhtelif kanallarla Çumra Ovası'na akıtılarak, Konya Ovası'nın sulanmasını temin etmek.
Doğanbey'de nahiye müdürlüğü yapan ve Hayıroğlu Köyü'nden olan Kurukafa Mehmet Efendi çaydaki su kaçağını görünce gölün kuzeyinden yeni bir kanal açmayı planlar. Kurukafa ve köylülerden Hasan Eğen'in yaptığı çalışma, arazi üzerindeki bazı olumsuzluklardan dolayı yarıda kalmıştır. Kurukafa Projesi ile ilgili çalışma sürerken, o sırada Konya valisi olan Avlonyalı Ferit Paşa da bilgi sahibi olmuştur.
Daha sonra sadrazam olan Avlonyalı Ferit Paşa 1898'de bu meseleyi gündeme getirir. Anadolu-Bağdat demiryolu inşaat şirketi namına Holzman'ın edüterine dayanarak Anadolu. Osmanlı Demiryolu Ortaklığına 1907'de ihale edilir. Yapımı da 1908-1914 yıllan arasında tamamlanır ve 850000 altına mal olur.
Osmanlı Devleti'nin kurduğu ilk sulama projesidir. Köprü aynı zamanda baraj görevi de yapar. Kuzey güney yönünde uzanmış olup, 15 tane gözü vardır. Göze hoş gelen bir yapı olup, oldukça dayanıklıdır. Yeni köprünün 1997'de açılması üzerine taş köprü taşıt trafiğine kapatılmıştır. Regülatörden Çarşamba Çayına dökülen sular, 216 km civarında bir mesafe kat ederek Konya Ovası'na ulaşır. Kanal vasıtasıyla gölden ortalama 500 milyon m3 su alınmakta olup, bu suyla 70000 hektar arazı sulanmaktadır. Ne var ki, Çarşamba Kanalı ve Apa Barajı'ndaki su kayıpları da çok ciddi boyutlardadır. Bu önemli problemin çözümüne yönelik olarak onarım çalışmaları halen sürektedir.