Eşrefoğlu Camii
1296-1299 tarihleri arasında Eşrefoğlu Beyliğinin kurucusu Seyfettin Süleyman BEY tarafından yaptırılmıştır. Beyliğin kuruluş tarihi hakkında kesin bir bilgi olmamakla birlikte 1275'li yıllarda yapıldığı tahmin edilmektedir. Eşref bey, Beyliğin kuruluş aşamasındayken vefat etmesi üzerine yerine geçen oğlu Seyfettin Süleyman bey, hem Beyliği kurduğu için hem de camii yaptırdığı için beylik ve Camii baba oğul ismiyle anılmaktadır. Cami'de üç kapı 35 pencere 42 tane sütun direği ve çatı kısmında ise 480 adet kiriş vardır. Bu ağaçların hepsi Sedir ağacıdır. Camii'nin tam ortasında karlık denilen bir bölüm bulunmaktadır.
Bu bölüm için iki tane rivayet vardır.
1.Selçuklu geleneklerinin devamı olan sembolik bir avludur.
2.kar deposudur.
Cami'deki sedir ağaçlarının nem ihtiyacını gidermesi, kuruyup çatlamasını önlemek için düşünülmüş bir kuyudur. Camii'nin Sağ ön tarafında Bey Mahfili denilen bir bölüm vardır. Bu Mahfil Sultanların, Beylerin toplantı yaptığı, iştişare sohbetleri yaptığı ve namazlarını kıldığı yerdir. Karlık ile mihrap önü kubbesi arasındaki yüksek olan kısım ise müezzin mahfilidir. Bu müezzin mahfili Osmanlı döneminde 1571 tarihinde yapılmıştır. Camii'nin mimberi ise görülmeye değer olup, ceviz ağacından künde kari tekniği ile çivi ve tutkal kullanılmadan yapılmıştır. Mimberi yapan usta mimber kapısının hemen sağ ve sol üst köşelerine "Ameli isa" şeklinde ismini nakşetmiştir. Aynı isim Orijinal kapının üstünde de vardır. Mihrap 4,5 metre eninde 6 metre yükseklikte Selçuklu çini geleneğinin muhteşem bir örneğidir. Mihrabın kenarın da Ali İmran Suresinin 38, 39, 40, 41 ayetleri işlenmiştir.
Ali İmran - 38 : İşte o sırada Zekeriyya Rabbine niyaz edip "Ya Rabbi," dedi, "bana Senin tarafından tertemiz, hayırlı zürriyet ihsan eyle! Şüphesiz ki Sen duaları işitip icabet edersin!"
Ali İmran - 39 : Zekeriya mihrapta namaz kılmakta iken melekler kendisine seslenip: "Allah sana, Allah'tan bir kelimeyi tasdik edecek, hem efendi, ehm gayet zahid, hem peygamber olacak olan Yahya'yı müjdeler" dediler.
Ali İmran - 40 : O: "Ya Rabbi," dedi, "nasıl benim çocuğum olabilir ki ihtiyarlarlık başıma çökmüş, hanımım ise kısır hale gelmiştir?" Allah: "Böyle de olsa, Allah dilediğini yapar" buyurdu.
Ali İmran - 41 : O: "Ya Rabbi, bana oğlum olacağına dair bir alâmet bildirir misin?" deyince, Allah: "Senin işaretin şudur: "Üç gün müddetle halkla işaretleşme dışında konuşmayacaksın! Rabbini çok zikret, sabah akşam onu tesbih ve tenzih et!" buyurdu.